Sayın Danışanlarımız...

Sayın Danışanlarımız

Sayın danışanlarımız ;


Psikiyatri, psikiyatrik hastalıklar ve tedavileri konusunda birçok şehir efsanesinin olduğu hepimizin malumudur.Yanlış bilgiler psikiyatriste başvuruyu geciktirmekte böylece hem tedavi süreci olumsuz etkilenmekte hem de üzücü sosyal sonuçlar ortaya çıkmaktadır.


Psikiyatrik hastalıklar da diğer fiziksel hastalıklar gibi biyolojik sebepleri olan ayrıca psikolojik ve sosyal etkenleri de bulunabilen hastalıklardandır.Açıklamak gerekirse çözümü kişinin elinde olan, sadece kendi çabasıyla kurtulabileceği durumlar değildir.Hemen her zaman uzman desteği gerekmektedir.


Tedavide kullanılan ilaçlar ‘uyuşturucu’ değildir.Ancak sakinleştirici denilen ilaçlarımız vardır.Bunlar da az sayıda olup gerektiğinde kısa süreli kullanılmaktadır.İlaç vermekteki maksat hastayı uyuşturmak ya da sakinleştirmek değil, tedavi etmektir.Bugün için,bildiğimiz kadarıyla ilaçlar psikiyatrik hastalıklar sırasında beyinde ortaya çıkan kimyasal dengesizliği düzeltmektedir. İyileşme büyük ölçüde bu etki sayesinde olmaktadır.


İlaçların tedavi edici etkisinin ortaya çıkabilmesi için belirli bir zamanın geçmesi gerekmektedir. Bu süre her ilaç için farklılık gösterir.Mesela depresyon ilaçlarında ilacın yararlı etkisinin görülebilmesi için en az 2 ile 4 hafta beklemek gerekmektedir.İyileşme sağlandıktan sonra da koruyucu olarak ilaçların belli bir süre daha kullanılması ve sonunda azaltılarak kesilmesi gerekmektedir.Böylece hastalığın tekrarlama ihtimali en aza indirilmektedir.Gerekirse tansiyon,kalp ve şeker hastalıklarında olduğu gibi uzun süre de kullanılabilecektir.


İlaçları kullanırken ortaya çıkabilen uyuşukluk, sersemlik, uyku hali, ... gibi yan etkiler geçici değilse, ki bu 3-5 günde anlaşılır, ilaç değişikliğine gidilerek hastanın günlük aktivitesi bozulmadan tedavisi sağlanır.Tedavi süresi her hastalık için farklı olabileceği gibi kişiden kişiye de farklılık gösterebilecektir.Bütün bunlardan dolayı tedavinin hekim gözetiminde yürütülmesi uygun olacaktır.


Psikiyatrik rahatsızlıklarda ilaç tedavisi yanı sıra psikoterapötik görüşmeler de yapılması çoğu zaman gerekmektedir.Psikoterapiler için öncelikli şart iyi bir hasta–terapist ilişkisinin kurulması ile birlikte kişinin istekli ve hazır olmasıdır.Günümüzde uygulanan birçok terapötik yöntem vardır. Bilişsel terapötik yaklaşım kliniğimizde esas aldığımız ve yaygın olarak kullandığımız bir yöntemdir.Psikoterapi süresi de ilaç tedavisinde olduğu gibi farklı kişi ve hastalıklar için değişiklik gösterecektir.

Bizim hastalıklarda belirtilerin bir kısmı günlük hayatımızda yaşayabileceğimiz durumlara benzerdir.Örneğin;uykusuzluk,halsizlik,iştahsızlık gibi bazı belirtiler gözden kaçabilmektedir. Psikiyatride bir belirti ya da belirti grubu eğer belli bir süre devam ediyorsa,kişinin şikayetine yol açıyorsa beraberinde çevreyle ilişkilerini bozuyor ve performansını da düşürüyorsa ancak o zaman hastalık söz konusu olmaktadır.Yani bu şartlar bir araya geldiğinde tanı koymaktayız.


Özet olarak belirtmek gerekirse :

  • Kısa sürede geçmeyen uykusuzluk, halsizlik, isteksizlik, iştah bozukluğu, baş ağrısı, iç sıkıntılar, huzursuzluk, öfkeyi kontrol edememe, mutsuzluk, umutsuzluk, dikkat dağınıklığı, unutkanlık
  • Garip davranışlar, gerçeğe uygun olmayan düşünceler, gerçekdışı ses duyma, hayal görme, kendi kendine gülme ve konuşma, agresif davranışlar, içe kapanma, amaçsız tekrarlayıcı davranışlar, intihar düşüncesi, aşırı şüphecilik gibi belirtiler olduğunda hekime başvurmak uygun olacaktır.

ACİL DURUMLARDA HIZLI BİLGİ ALMAK İÇİN HEMEN ARAYIN